24 Şubat 2017 Cuma

İMAJ HER ŞEY

Eskiden zarfın içindeki 'şey'e mazruf denilirdi. Yani zarflanmış olan. Ve bir şeyin zarflanmış olması bir değer olduğu anlamına gelirdi. Kısaca zarflar değer taşırdı. Zarfın değeri mazrufla ölçülürdü. Zarfın içindekinin taşıma ücretini simgeleyen pul ise zarfın dışına yapıştırılırdı. Hiçbir eşyanın taşıma ücreti kendi ücretini geçmezdi doğal olarak. Eğer pulun değeri mazrufun değerinden fazla ise bu işte bir yanlışlığın olduğu kabul edilir.
Günümüzde "imaj her şey" olarak lanse ediliyor. Artık görünür olmayan tarafımızı da görünür kılarak tatmin olmaya çalışıyoruz. Kısaca söylemek istediğim; mazrufun bir mahremiyetinin kalmadığı, mahremiyeti olmayanın da değer ifade etmediği... Zarf işlevini yitirmiş bir halde. Zarfın da, mazrufun da değerini pul belirliyor; yani etiket.
İmaj dünyasında yaşıyoruz. Her şey etiket olarak değer buluyor. 'Pul' kelimesi Türkçemizde bir değersizliği ifade etmek için kullanılırken artık bütün değerleri pula yükleyen bir anlayışın kuşatması altındayız. Pul işlevi gören etiket unsurları artık popüler.
İnsan onurlu bir varlık. Yaratıcımız insanı yaratırken ona ruhundan nefha üfürmüştür. İnsan onurunu Şeref, haysiyet, itibar, izzet, saygınlık gibi kelimelerle de ifade edebiliriz.  İnsana verilen akıl ve kalp insan onurunun kaynağıdır. İmaj olarak kabul ettiğimiz şey ise insan onurunu zedeleyen bir davranış.
Her şeyin tepetaklak edildiği bir görüntü dünyası karşımızdaki. Değerler skalası yer değiştirmiş. Allahu Teâlâ aklımızı başımıza, başımızı da vücudumuzun en üst noktasına yerleştirmiş. Değerli olanın yerini üst kısım olarak belirlemiş. Diğer unsurları da sırayla (ala meratib) yerleştirmiş. Değerler dünyamızı tepetaklak hale getirenler insanı amuda kaldırma çabasında. Bu konuda başarılı olduklarını söyleyebiliriz.
Değerler dünyamızda değer atfettiğimiz şeylerin çağdaş insanın değerler skalasında ya yeri yok, ya da çok aşağılarda. Çalışkanlık, dürüstlük, helal kazanmak, vefa, sorumluluk, doğruluk birer değerdi; şimdilerde birer uyuz it muamelesi görüyorlar.
Sözünde durmak, borcuna sadık olmak, tevazu gibi hasletler birer değerdi; şimdilerde yalan söylemek, aldatmak, borcunu geciktirmek, vefasızlık, sorumsuzluk değer olarak gösterilmeye çalışılıyor. Bu tür aymazlıkların adı da uyanıklık olarak lanse ediliyor.
Bütün peygamberlerin gönderiliş gayesi insana onuru hatırlatmaktır. İman olmasa da Allah'ın özenerek yarattığı bir varlık. Bir diğer ifadeyle insan olarak doğan her insan bu şerefe, bu haysiyete sahiptir. İnsan iman ettiği zaman Allah katında değer ve izzet kazanır. Bu değer onun ruhen yücelmesidir. Bunun dışındaki durumlar sapma halidir ve geçicidir.
Zarf, mazruf ve pul üzerine bir benzetme yapmak istiyorum. Zarf elbise, mazruf vicdan, pul etiket... Elbiseleri vicdanlarından, etiketleri elbiselerinden değerli olan insanların dünyasında değerler sistemi, değerler eğitimi, değerler skalası anlamsızlaşıyor.
Mevlana şöyle diyor:
Nice insanlar gördüm, üzerinde elbise yok

Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder