Kamil Müslümanlar, Allah
dostları, hakiki mü’minler yaşayan İslamlardır. Onlara bakan onlarda İslam’ı
görür. Yaşanan İslamın dışımızdan içimize sirayet etmediğini esefle
belirtmeliyim.
Halk tabakası müşahhas (somut) örneklerden
çok etkilenir ve ders alır. Onun için kal (söz) önemli değil hal (eylem)
önemlidir denilmiştir. Kişinin yapmadığı bir eylemi başkasına tavsiye etmesinin
karşıdaki muhataba hiçbir etkisi olmayacaktır.
Söz, sohbet yoluyla eğitmek,
halka edep ve terbiye kazandırmak bizim gelenek kodlarımızda mevcut. Ancak
sözde kalan İslam, kişiye kemâlât kazandırmaz. Uygulama alanına taşınmayan
İslam kuru bir iddiadan ibarettir.
Din sadece kuru nazariyeden
ibaret değildir. Din imanla birlikte eylem bütünlüğünü öngörür. Din “yaşanan”
bir şeydir. Hıristiyanlığa benzeterek vicdanlara hapsetmeye çalıştığımız İslam
bizi terakki ettiremez. Başkasına ise asla faydamız olmaz. “İnsanların
hayırlısı, insanlara faydalı olandır.” Buyuruyor Allahın elçisi.
İslam’ı yaşayarak tebliğ eden
Müslümanların etkisi yüzlerce sohbetten, vaazdan daha etkilidir. Eskiden din
görevlilerine hademe-i hayrat deniliyordu. Din görevlisi renksiz, donuk, ucuz
bir söz. Hademe-i hayrat, hayırlara hizmet edenler demek. Hademe-i hayrat olmak
için İslam’ı yaşamak yeterli. Çünkü eylemlerin verdiği mesaj daha etkilidir.
Mutlaka insanlara vaz ü nasihatta bulunmaya gerek yok.
İslam’ı içselleştiren insanların
sohbetleri dinleyenleri cezbeder, asla yormaz, bıktırmaz, ruhlarda huzur
meydana getirir. Gönüllere ferahlık verir. Ancak bu şekilde İslam’ın yaşanması
yüzlerce sohbetten daha etkilidir, kanaatindeyim.
Zamanımızda faydalı kitap okuma,
bu kıraatten bilgilenme alışkanlığı maalesef azaldı. Daha çok medyanın
şekillendirdiği bir nesille karşı karşıyayız. İnsanlarımızı, bilhassa
gençlerimizi faydalı sohbetlerle yetiştirmeye zaman bulamıyoruz. Günlük hengâme
içerisinde çocuklarımızı, gençlerimizi kaybediyoruz. Aslında geleceğimizi
kaybediyoruz. Vatan, erdem, yardım, şehitlik gibi mefhumların uzağına düştü
gençlerimiz.
Faydalı, rahmanî, hoş bir sohbet
hayat kurtarabilir, devamlı uyuyanları uyandırabilir. Nasihatimizi bu yüzden
esirgememeliyiz. Kötü alışkanlıklardan, uyuşturucudan, yalandan, hileden
kurtardığımız her insan geleceğimizi inşa edecek sağlam bireyler olacaktır.
Ancak nasihatten çok söylediklerimizle amil olmaktır esas.
Gelecek binasına bir tuğla da biz
koyalım. Bir güzel fiil, bir tatlı söz, bir nasihat… Geleceğimizin güzel
olmasını istiyorsak gençlere örnek olmak hepsinden daha önemlidir.
Son olarak şu rivayeti aktaralım:
- Hz. Âişe’ye
-“Bana Rasûlullahın ahlâkından haber ver!” dedim. Hz. Âişe
-“Sen Kur’an okumuyor musun?” dedi.
-“Evet, okuyorum” dedim. Hz. Âişe
-“İşte onun ahlâkı Kur’an’dır”
dedi. (Bidaye, VI/35 (Müslim, Sa’d b. Hişam’dan).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder