25 Nisan 2019 Perşembe

İRAN’A KONAK OLDUK (2)



Güneşli bir Tebriz sabahına uyandık. Misafir olduğumuz aile ile birlikte sabah kahvaltısını yaparak planladığımız yerleri rehberimiz Mehdi ile gezmeye başladık. İlk hedefimiz Aladağlar. Tabriz'e 30 km uzaklıktaki bu renkli tepeler, birkaç saatliğine gelip keşfetmek için harika bir yer, ancak yağmurlu bir zamana denk geldiği için istediğimiz gibi fotoğraf çekemedik. Tepelerden birisine çıkmak istedim. Gayet yapışkan çamur ayaklarımın altında kütle oluşturduğu için düştüm, çamurlandım. Aladağlardan döndüğümüzde hedefimiz Tebriz kapalı çarşı idi.
Kapalı çarşıya girmeden önce rehberimizin arkadaşı Cevat da bize katıldı. Kapalı çarşıyı gezmeye başladık. İranlı Türkler buralara örtülü bazar diyorlar. Tebriz kapalı çarşısı dünyanın en büyük kapalı çarşısı imiş. Unesco tarafından dünya mirası listesine alınmış. Tebriz kapalı çarşının bence en önemli özelliği bütün zanaatların bu çarşı içinde yaşıyor olması. Demirciler, halıcılar, bakırcılar, diğer küçük zanaatlar fotoğraf çekmek isteyenler için harika kadrajlar sunuyor. Tebriz kapalı çarşının bir kısmını gezdikten sonra öğlen yemeğini çarşı içinde yiyip, Cuma mescidi ve tarihi Tebriz Caisini gezdikten sonra Tebriz belediye binası, Şairler mezarlığı (Makberetu’ş-Şuara)nı gezip İran halılarının sergilendiği bir müzeyi ziyaret ettik. Güzel bir bahçenin içindeki Kacar Müzesi, Tebriz’de görülebilecek önemli yerlerden biri.
Kacar müzesinin bahçesinde Azeri kardeşlerimizle sohbet ettik. Tebrizliler Tahran’daki merkezi hükümetin Farsi olmayanlara (Türkler, Kürtler, Araplar vs.) belirli miktarlarda kısıtlamalar uyguladığını iddia ediyorlar. Tebriz bölgesinde Türkçe konuşuluyor, birçok yer ismi Türkçe, ancak fars alfabesiyle yazıldığı için alfabeyi bilmeyenler fark edemiyor. Alfabe farklı olsa da karşılaştığınız her insanla Türkçe anlaşabiliyorsunuz. İran’ın yaklaşık 90 milyon olarak ifade ediliyor. Bunun üçte birinden fazlasını Azeri Türkleri oluşturuyor. Bu yüzden Tebriz, Erdebil, Astara, Urumiye, Hoy gibi şehirlerde dil problemi yaşamıyorsunuz.
Tebriz trafiğinden de biraz bahsetmek gerekiyor. Fiyatlar hakkında fazla bir şey söyleyemeyeceğim. Çünkü biz özel aracımızla gezdik. Ancak benzin, mazot oldukça ucuz. Ancak şunu hatırlatalım İran’da şehir içi istasyonlarda mazot satılmıyor. Çünkü bütün arabalar benzinli. Mazotu kamyonlar kullandığı için şehirlerarası yollardaki istasyonlarda bulabilirsiniz. Mazota GAZOL diyorlar. Tebriz’de ve İran’ın diğer şehirlerinde trafik kuralsız işliyor. Bu yüzden arabaların birçoğu hasarlı. Şehrin her yerinde yedek parça, tamirhane, oto aksesuar dükkanlarına rastlayabilirsiniz. Abartı olmasın ama şehrin yarısını bu dükkanlar oluşturuyor hissine kapıldım. Bir de dikkatimi çeken başka bir husus İran şehirlerinde oldukça fazla banka olduğu idi.
Şehri Eynalı dağından görmek için dağa doğru yol aldık. Dağın alt kısmına kadar kendi özel arabamızla gittik. Buradan tepeye ise dolmuşlar çalışıyor. Ayrıca tepeye ulaştıran bir teleferik de mevcut. Tepeye ulaştığımızda akşam namazı vakti olmuştu. Oldukça soğuk bir havası vardı. Sıcak zamanlarda burası Tebrizlilerin uğrak yeri oluyormuş. Buradan şehrin gece fotoğraflarını çekerek geri döndük. Cevat’ı evine bırakarak rehberimiz eşliğinde Tebriz caddelerinde tur attık. Mehdi, akşam yemeğinin hazır olduğunu söyleyerek eve dönmemiz gerektiğini gayet nazik bir şekilde ifade etti.
Misafir olduğumuz ailenin yaptığı yerel yemeği tadacağız. Bir gün önce akşam yemeğinde makarna yemiştik. Bu günün menüsünde bizim yahni dediğimiz yemeğe benzer bir yemek tadacağız. Önce yemeğin su kısmını kaselerimize boşaltıp üzerine ekmek banıp yiyoruz. Bildiğimiz tiride ekmek banmak. Ardından yemeğin katı kısmı servis ediliyor. İçerisinde patates, erik hoşafı ve yumurta var. Yemekten sonra çaylarımızı yudumlarken televizyondan Türk kanallarını seyrediyoruz. İran’da çaylar bizimki kadar koyu değil. Ancak çaylarda güzel bir aroma var. Sürekli açık çay içtiğim için İran usulü çayı çok sevdim. Türk televizyon kanalları hemen her evde seyrediliyormuş. Arabalarda İbrahim Tatlıses, Ahmet Kaya Cd’leri var. Çayımızı içtikten sonra odamıza dinlenmeye çekiliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder