7 Şubat 2020 Cuma

KUDÜSÜ KAYBETTİK Mİ?


Emperyal kapitalizm, ya da vahşi kapitalizm diyelim dünyanın kanını emen bir ahtapot. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Anglosakson birlikteliği temelinde Siyonist bir “Yeni Dünya Düzeni” kurmak için, “gizli örgütler” vasıtasıyla “Küreselleşme” hedefine ulaşmak için planlar yapıyor, kaos, savaş çıkarıyor… Günümüzde de süregelen olayları bu zaviyeden okursak isabet etmiş oluruz.
1948 yılında “İsrail Devleti”nin kurulmasıyla bu bölgede süregelen çatışmanın zeminini hazırlandı. Savaş ve kaos sürdüğü müddetçe kapitalizmin değirmenine su taşınır oldu. Kapitalizm doymak bilmeyen bir canavar olarak oburlaştıkça saldırganlaştı.  
Amerikan yönetiminin “Suud hanedanı”yla akçeli ilişkilere girip zenginliklerine zenginlik katması karşılığında Suud’un iktidarını destekledi. Petrolden aktarılan miktarın çoğu da Rockefeller’in çokuluslu şirketleri’nin kasasına girmiştir. Bu gün Suud yönetiminin, Mısırın Kudüs diye bir derdi yoktur. Tek derdi iktidarını ABD desteğiyle sürdürmektir.
1990 yılında “Paris Şartı”nı imzaladıktan sonra “İslam’ı Düşman” ilan etti. Bu düşmanlık üzerinden hem İslam coğrafyasını düzenlemek, hem İsrail’in güvenliğini sağlamak ve hem de İslam ülkelerinin doğal kaynaklarını iç etmek gibi bir taşla birçok kuş vurma yolunu seçti. Bunu da 11 Eylül 2001 “İkiz Kuleler” bahanesine bağladı.
ABD tarihini incelediğimizde büyük değişim ve dönüşüm süreçlerinin öncesinde “derin komplo”lar görüyoruz: Maine olayı (1898), Lusitania olayı (1915),  Pearl Harbor baskını (1941), Vietnam Savaşı (1964), 11 Eylül baskını (2001). 11 Eylül gizi hala aydınlanmış değildir. 11 Eylül bahane edilerek başlatılan “Körfez Savaşı”nı “Irak’ın işgali”yle sürdürdü.  
Sonra Arap Baharı denilen yangının fitilini ateşlediler. 1991’de kurulan Caos Computer Club’ın 2011’de; Tunus’ta Nawaat adlı muhalif blokun kurucusu Sami bin Garbiya’dan yararlanıp kaosu başlattılar. Tunuslu blog’cu ve siber aktivist Sami Bin Garbiya, Tunus’taki isyanın fitilini ateşledi... Mısırlı blog’cu ve siber aktivist Wael Ghonim, Mısır’daki isyanın fitilini ateşledi... “Mısır’da Tahrir Meydanı’ndaki ateşli konuşmalarıyla Mısır Devrimi’nin fitilini ateşleyen W. Ghonim’in google çalışanı olması kuşkusuz rastlantıyla açıklanamaz.
“Nilüfer Devrimi”, Arap Baharı’da denilen “sosyal ağlar” kullanılıp isyan ateşinin kıvılcımını tetikleyip Tunus, Mısır teslim alındı. Libya’nın teslim alınması için NATO devreye girdi... Yemen, Bahreyn, Suriye istikrarsız hale getirildi. Burada Libya için bir parantez açmak gerekiyor. İngiliz Başbakanı David Cameron ve Fransa Devlet başkanı Nicolas Sarkozy kaos öncesi sessiz sedasız Libya’ya gitmişti. Orada yaptıkları şey yeni Libya Merkez Bankası’nın talimatname ve yönergelerinin hazırlanmasıyla ilgili işler ve İngilizlerin taslak olarak hazırladığı belirtilen BM çözümünde yeni Libya Merkez Bankasının yetkilendirilmesi hususu. Dünyada iki ülke küresel finans ağı içerisinde değildi; biri Libya diğeri İran.
İslam ülkelerinde kaos devam ederken İsrail Filistin topraklarını işgal etmeye devam ediyordu. Türkiye’de de 15 Temmuz darbesi denendi. Kuşkusuz bu saldırı “Büyük İsrail Projesi” (BİP)nin bir ayağıydı. Bu gün geldiğimiz noktada Kudüs için Trump’un yaptığı azledilmenin önüne geçmek için yapılan bir atraksiyon kabul edilse de Evangelistlerin bu konudaki istekleri bitmeyecektir.
Kudüs’ün işgaline karşı çıkan Türkiye için internet üzerinden “sosyal ağlar” kullanılıp yeni bir kaos denemesi yapılabilir. Tıpkı gezi olaylarında olduğu gibi. Çünkü şiddet ortamından küreselleşmeciler yararlanıyor ve İsrail’in haydutlukları örtbas ediliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder