Emperyal kapitalizm, ya da vahşi
kapitalizm diyelim dünyanın kanını emen bir ahtapot. İkinci Dünya Savaşı’ndan
sonra Anglosakson birlikteliği temelinde Siyonist bir “Yeni Dünya Düzeni”
kurmak için, “gizli örgütler” vasıtasıyla “Küreselleşme” hedefine ulaşmak için planlar
yapıyor, kaos, savaş çıkarıyor… Günümüzde de süregelen olayları bu zaviyeden
okursak isabet etmiş oluruz.
1948 yılında “İsrail Devleti”nin
kurulmasıyla bu bölgede süregelen çatışmanın zeminini hazırlandı. Savaş ve kaos
sürdüğü müddetçe kapitalizmin değirmenine su taşınır oldu. Kapitalizm doymak
bilmeyen bir canavar olarak oburlaştıkça saldırganlaştı.
Amerikan yönetiminin “Suud hanedanı”yla
akçeli ilişkilere girip zenginliklerine zenginlik katması karşılığında Suud’un
iktidarını destekledi. Petrolden aktarılan miktarın çoğu da Rockefeller’in
çokuluslu şirketleri’nin kasasına girmiştir. Bu gün Suud yönetiminin, Mısırın
Kudüs diye bir derdi yoktur. Tek derdi iktidarını ABD desteğiyle sürdürmektir.
1990 yılında “Paris Şartı”nı imzaladıktan
sonra “İslam’ı Düşman” ilan etti. Bu düşmanlık üzerinden hem İslam coğrafyasını
düzenlemek, hem İsrail’in güvenliğini sağlamak ve hem de İslam ülkelerinin
doğal kaynaklarını iç etmek gibi bir taşla birçok kuş vurma yolunu seçti. Bunu
da 11 Eylül 2001 “İkiz Kuleler” bahanesine bağladı.
ABD tarihini incelediğimizde büyük
değişim ve dönüşüm süreçlerinin öncesinde “derin komplo”lar görüyoruz: Maine
olayı (1898), Lusitania olayı (1915), Pearl Harbor baskını (1941), Vietnam Savaşı (1964),
11 Eylül baskını (2001). 11 Eylül gizi hala aydınlanmış değildir. 11 Eylül
bahane edilerek başlatılan “Körfez Savaşı”nı “Irak’ın işgali”yle sürdürdü.
Sonra Arap Baharı denilen yangının
fitilini ateşlediler. 1991’de kurulan Caos Computer Club’ın 2011’de; Tunus’ta
Nawaat adlı muhalif blokun kurucusu Sami bin Garbiya’dan yararlanıp kaosu
başlattılar. Tunuslu blog’cu ve siber aktivist Sami Bin Garbiya, Tunus’taki
isyanın fitilini ateşledi... Mısırlı blog’cu ve siber aktivist Wael Ghonim,
Mısır’daki isyanın fitilini ateşledi... “Mısır’da Tahrir Meydanı’ndaki ateşli
konuşmalarıyla Mısır Devrimi’nin fitilini ateşleyen W. Ghonim’in google çalışanı
olması kuşkusuz rastlantıyla açıklanamaz.
“Nilüfer Devrimi”, Arap Baharı’da denilen
“sosyal ağlar” kullanılıp isyan ateşinin kıvılcımını tetikleyip Tunus, Mısır
teslim alındı. Libya’nın teslim alınması için NATO devreye girdi... Yemen,
Bahreyn, Suriye istikrarsız hale getirildi. Burada Libya için bir parantez
açmak gerekiyor. İngiliz Başbakanı David Cameron ve Fransa Devlet başkanı
Nicolas Sarkozy kaos öncesi sessiz sedasız Libya’ya gitmişti. Orada yaptıkları
şey yeni Libya Merkez Bankası’nın talimatname ve yönergelerinin
hazırlanmasıyla ilgili işler ve İngilizlerin taslak olarak
hazırladığı belirtilen BM çözümünde yeni Libya Merkez Bankasının
yetkilendirilmesi hususu. Dünyada iki ülke küresel finans ağı içerisinde
değildi; biri Libya diğeri İran.
İslam ülkelerinde kaos devam ederken
İsrail Filistin topraklarını işgal etmeye devam ediyordu. Türkiye’de de 15
Temmuz darbesi denendi. Kuşkusuz bu saldırı “Büyük İsrail Projesi” (BİP)nin bir
ayağıydı. Bu gün geldiğimiz noktada Kudüs için Trump’un yaptığı azledilmenin
önüne geçmek için yapılan bir atraksiyon kabul edilse de Evangelistlerin bu
konudaki istekleri bitmeyecektir.
Kudüs’ün işgaline karşı çıkan Türkiye
için internet üzerinden “sosyal ağlar” kullanılıp yeni bir kaos denemesi
yapılabilir. Tıpkı gezi olaylarında olduğu gibi. Çünkü şiddet ortamından
küreselleşmeciler yararlanıyor ve İsrail’in haydutlukları örtbas ediliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder