Takip edebildiğim kadarıyla İyi Parti Milletvekili Ahmet Erozan'ın 'Bütçeyi iktisatlı kullanın. Yılın ikinci yarısı alacağız' sözleri bir ışık yaktı.
Can
Ataklı’nın “Erdoğan’ın gitmesi için çok büyük bir halk öfkesi ve afet olması
lazım. “Bugünün koşullarında darbe yapabilecek kabiliyet yok” dediği basına
yansıdı. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Cumhuriyet gazetesine röportaj
verirken söylediği: “Adnan Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir’de erken
seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askeri darbesi büyük bir olasılıkla
önlenebilirdi” sözleri manidar. Bir zamanların moda deyimiyle zamanlaması
manidar.
Bu
memleket oldukça fazla darbe gördü. 80 yılından sonra olanları bizzat yaşadım.
80 darbesinde üniversiteyi kazanmıştım. Erzurum Atatürk Üniversitesinde nasıl
şartlarda ders işlediğimizi anlatmaya kalksam uzun olur. Öğrenci yurtlarında
nöbet tuttuğumuzu hatırlarım. Her yurtta askerler nöbet tutar. Aynı şekilde de
öğrencilere katlarda nöbet tuttururlardı. Hatırladığım kadarıyla birer saatlik
nöbetlerdi. Asıl beni etkileyen ise 28 Şubatta rahmetli Erbakan’a yapılanlardı.
Ülkenin başbakanına yapılanları içime hiç sindiremedim.
Bu
memleketin darbelerle nasıl geriye gittiğini tecrübe edenler bilir. Belki
gençlere anlatmakta zorlanabiliriz. Bunların hangi şer odaklarında
hazırlandığını da anlatmaya kalksak değil köşe yazısının makalenin sınırlarını
aşar. Şu kadarını söyleyelim. 12 Eylül darbesini 1970’li yıllarda CIA’nin
Türkiye Şefi olan Paul Henze, ABD Başkanı Jimmy Carter’a “bizim
çocuklar başardı” diye haber vermişti. BBC belgeleri yayınladı.
İsteyenler internette araştırma yapabilirler. Ben bir adres vereyim.(https://www.setav.org/bizim-cocuklar-basardinin-belgeleri/)
15
Temmuzda darbecilerin kimlerle kol kola olduğu izahtan vareste. 15
Temmuz'da CIA'ya çalışan ABD'li profesör Henri Barkey'in de aralarında
olduğu çoğu yabancı 17 ismin gizemli bir toplantısıyla gündeme geldi. Bizde
yaklaşık on yılda bir tekrarlanan darbelerin ortak bir özelliği vardır. Hepsi
de Amerikan patentlidir. Talat Aydemir, Amerika’nın desteğini almadan darbe
yapmaya kalkışınca sonu darağacı olmuştu.
Sanki
karalık yerlerden birileri düğmeye basmak istiyor. Bunun için Türkiye’de
işbirlikçi bulmak hiç zor değildir. Gezi olaylarını hatırlayalım. Birde
darbecilerin şeceresini biliyoruz. Bunu da bir kenara not edelim.
Bu
kadar malumattan sonra söylemek istediğime gelince: sosyal medyada bir
vatandaşın 15 Temmuz darbesiyle ilgili olarak söylediği sözü hatırlatmak
istiyorum. ‘Bu sefer abdest alarak çıktık tanklara karşı durduk, bir daha böyle
bir şey olursa sadece abdestle yetinmeyeceğiz.’
Bu
vatandaş gibi düşünüyorum. Bir daha darbe olmayacağına inanıyorum. Ancak
zamanın nelere gebe olduğunu bilemeyiz. Hazırlıklıyım, yaşım 60’a merdiven
dayamasına rağmen abdest alarak çıkacağım. Sadece abdest değil; yanıma kefenimi
de alarak. Kefenden başka bir şeye de gerek yok. Dediğim anlaşılmıştır.
Bu
vatanı sevenleri, bu vatana vefa borcu olanları; daha doğrusu derdi vatan
olanları uyarıyorum. Darbeye hazır olun demiyorum; hazırlıklı olun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder