Allahu Teala’nın insana verdiği en büyük nimetlerden biri akıl. Akıl; bilginin ve gerçeğin peşindedir. Zekâ ise anlama kabiliyetidir. Zekâ; “beynin algılama hızı ve hatırlatma aracıdır” denilebilir. Akıl hakikatin; zekâ menfaatin peşindedir. Zekâ, etik bir anlam taşımaz, “nötr” vaziyettedir.
Hz. Peygamber Efendimiz
de: "Akıllı; nefsini kontrol altına alıp, ölümünden sonraki ebedi
hayat için hazırlanan kimsedir." buyurmuştur. (İbn-i Mace, Züht, 31)
Akıllı insanın davranış biçiminin ne
olacağı bu hadisi şeriften anlaşılıyor. Öte yandan bir de cehalet ve
zalimlikle bezeli bir şeytani zekâ vardır ki nefsin terbiye edilememesiyle öne
çıkar. Bu şeytani, zekâ sahipleri elebaşı olarak bütün kötülüklere imza
atarlar.
Şeytanın her yere egemen olacağı bir
dünya kurmak hevesindeki bu hainlerin sinsi dini planlarına “yeni dünya düzeni”
ismini vermeleri kendilerini bir düzen içinde olduklarına ikna etmeye
çalışmalarındandır.
Hiyerarşik, planlı, ısrarlı, sinsi,
muammalarla dolu, kendisini çağa göre sürekli yenileyen bir şeytan dini yaratma
hevesindeki bu şeytanların para ve makamları çok iyi idare etmeleri
nedeniyledir ki bugün tüm dünya bunların egemenliğindedir.
Ellerine geçirdikleri argümanlarla mazlum
insanların kanını emmeyi kendilerinde bir hak olarak gören bu insanlar şeytanın
emrine amade paralı askerlerdir. Bunların dünya ölçeğinde olanları olduğu gibi
yerel ölçekte de olanları vardır.
Kıtalar ötesinden bölgemizde petrole,
doğal kaynaklara sahip olmaya çalışmak böyle bir şeytani zekâ ile yapılmaktadır.
Bu şeytani zekâ sahipleri diğer insanları insan olarak kabul etmemekte. Onlara
her türlü baskı ve zulmü, hatta onları yok etmeyi kendilerinde bir hak olarak
görmektedirler.
İsrail hükümetinin Filistin topraklarını
işgal etmesi, Trump’un buna çanak tutması böyle bir şeytani zekâdan
kaynaklanmaktadır. Dünya mazlumlarının Birleşmiş Milletler denilen adaletsiz
yapı tarafından göz ardı edilmesi; kendileri her türlü silahı yaparken üçüncü
dünya ülkeleri diye isimlendirdikleri ülkelerde böyle bir çalışmaya fırsat
vermemeleri böyle bir şeytani zekâ sonucudur.
İnsanların yurtlarını, varlıklarını
elinden almak şeytani zekânın eylemidir. Bu dünya çapında böyle iken yerel
ölçekteki şeytani zekâ da aynı mantıkla hareket eder. Binasını çeşitli
hilelerle yükseltip komşusunun görüntüsünü, güneşini kesen böyle bir şeytani
zekâdır. Hiç kimse kazanmasın ben kazanayım, komşum ne olursa olsun mantığıyla
hareket eden esnaf böyle bir şeytani zekânın sahibidir. Şu makamı çeşitli
entrikalarla ele geçireyim, başkasına yar olmasın diye çabalayan bürokrat ta
şeytani zekâsını kullanarak atraksiyonlar yapmaktadır.
Şeytani zekâ hayatın her alanında
görebilenler için kendini açık etmektedir; sanatta, siyasette, ticarette,
sosyal alanda… Özetle şeytani zekâ; aklı devre dışı bırakıp, her türlü hinliği
ve cinliği yapma eylemidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder