Teknolojinin
eriştiği noktaya bakarak yakın gelecekte daha nelerin ortaya çıkacağını
kestirmek zor. Yeni teknolojiler baş
edebileceğimizden emin olamadığımız hızla ilerliyor.
Yapay zekâ
son yılların en bilinmez, en anlaşılmaz ama en çok merak edilen konusu. Zalim
bir gücün elindeki bu teknolojiyi insanlığın geleceği için tehlikeli görmek
artık kehanet olmaktan çıkmış. Ben gelecekte değil bu gün kullandığımız
teknolojinin nasıl bizi köleleştirdiğinden bahsetmek istiyorum. Evlerinde
gençlerin bulunduğu aileler bunu yakından gözlemliyor. Artık çocuklarımız birer
teknoloji bağımlısı.
Küçük
bebeklerini ancak reklam izleterek yediren anneler türedi. Çocuklarımızı artık
youtuberler şekillendiriyor. Çocuklarla bizler arasında yaşanan değişimin mimarı
teknoloji… Z kuşağı dediğimiz çocuklar aslında
elimizden uçup gidiyor. Daha doğrusu mankurtlaştırılan, köleleştirilen
çocuklarımızın tasmaları sanal aktörlerin, yapay zekaların elinde.
Dijitalin
devleri artık para kazanmaktan ziyade insanlığı yönetmenin derdinde. Bunun ilk
denemesi Arap baharı diye bilinen süreç içerisinde denendi. Sosyal medyanın
marifetiyle toplumlar yönlendirildi. Sonuçta gördük ki değişen bir şey yok.
Sadece küresel sermayeye hizmet eden yönetimler işbaşına gelmiş veya yerini
sağlamlaştırmış. Sosyal medya ve medya üzerinden bütün dünyaya demokrasi
hareketi gibi gösterilen olaylar sadece göz boyamaktan ibaret.
Bizde ise
Gezi olayları prova edildi. Oldukça da başarılı olunduğunu söyleyebilirim.
Sosyal medya üzerinden insanların nasıl yönlendirilebileceğine şahit olduk. Bir
çok iyi niyetli kişinin de bu yönlendirmeyle olaylara dahil olduğunu biliyoruz.
Son olarak Amerika Birleşik devletlerinde gördüğümüz olaylar sosyal medya
devlerinin yani küresel sermayenin neler yapabileceğini gösterdi. Dünyanın
jandarmalığını yaptığını düşünen bir ülkede bile medya devleri kendilerine
muhalif yönetim istemiyor.
Çeşitli
kanallarla davranış kodlarımızı çözen dijital akıl istediğinde bizi nasıl
yönlendireceğinin ipuçlarını demiyorum, örnek uygulamalarını ortaya koydu.
Artık sosyal davranış haritamız, psikolojik davranış kodlarımız birilerinin
elinde. Whatsapp’ın son atağı bunun resmen açıktan söylenmesi.
ir arkadaş
toplantısında telefonlar kapalı olduğu halde yapılan sohbet esnasında
bahsedilen konuyla ilgili biraz sonra girdiğiniz sosyal medyada karşınıza
reklam çıkıyorsa işin hangi boyutlarda olduğunu kavramamız gerekir. Google
earth gibi uygulamalarla uzaydan ensemizde kaç kıl olduğunu dahi sayabilen bir
teknolojiye sahip bir güç var.
Bütün
bu anlattıklarımız bizim elimiz kolumuzun bağlı olduğu anlamına gelmiyor.
Yapılacak iş basit ülke olarak kendi sosyal ağımızı oluşturmak. En azından
resmi kurumların tamamen yerli bir iletişim ağı üzerinden haberleşmesi. Bunun
zor olduğunu düşünmüyorum. Vatandaşın hangi platformu kullanacağı kendi tercihi
olabilir. Ancak yeni bir gezi olayının yaşanması durumunda yapılacak iş bu tür
kanalların kapatılması. İşin bumerang gibi resmi kurumları etkilememesi için de
yerli ağın bir an önce hayata geçirilmesi.
Yoksa
herhangi bir uygulamayı bırakıp başka bir uygulamaya geçmek. Yağmurdan kaçarken
doluya tutulmak gibi bir şey olur. Yetkili ve ilgililerin bu konuda kafa
yorduklarını düşünüyorum. Öyle değil ise ateş bacayı sardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder