13 Ocak 2017 Cuma

OKUNMAYACAK KİTAPLAR LİSTESİ


Kitap okuma oranı düşse de belli bir kesim için kitap tutkusu hala devam ediyor. Belki kitap okumada kemiyet azalmış olsa bile, keyfiyetin arttığı inkâr edilemez. Çünkü birçok bilinçli kitap okuyucusu, okuduklarını yazıyla kalıcılaştırdı ve geleceğe yeni pencereler açtı. Ancak; kitabın hayatımızdan yavaş yavaş çekilmeye başladığını da itiraf etmek gerekir. Çünkü istatistikler de gösteriyor ki, kitap okuma oranımız çok düşük. Kitap-kahvehane sayısı yan yana geldiğinde hal-i pür melalimiz kendiliğinden ortay çıkıyor zaten. Ülkemizde her doksan beş kişiye bir kahvehane, her altmışbeş bin kişiye bir kütüphane düşüyor.
Gençliğin büyük bir kesiminin ilgi odağı, eğlence, internet, medya, v.s. Bu nedenledir ki, yaşadığımız toplumda yapılan tartışmalar ve oluşturulan gündemler de verimli olmuyor. Okumadaki verimlilik, hiçbir zaman okunan kitap sayfasıyla orantılı değildir. Yani çok kitap okumak, her zaman için faydalı olmayabilir. Bu anlamda Alman düşünür Schopenhauer’in düşüncelerine katılmamak elde değil: “...okurken bir başka kimse bizim için düşünür: Biz sadece onun zihin sürecini takip etmekle yetiniriz...” Ama toplum olarak, kitap okuma konusunda öyle bir noktaya gelindi ki; kitap okuma yöntemini tartışmak bile lüks oldu. Çünkü yeter ki kitap okunsun, mahiyeti önemli değil, deyivermeye başladık.
Geçmişten tecrübeyle daha verimli okumalar yapabileceğimizi düşündüm. En başta kendimizi yeni bir okumaya tabi tutarak kitabın hayatımızın ortasında yer almasını sağlamalıyız. Bütün kitaplar bir kitabı daha iyi anlamak için okunmalı, hayat kitabını, Allahın kitabını. Yoksa okumak için okumak, boşa uğraştır, zaman harcamadır. Zaman bize verilmiş en kıymetli hazinedir, boşa harcamamalı.
Son zamanlarda okumak üzerine söz söyleyenler okumamızı öneriyor fakat neyi okumamız gerektiğini söylemiyor. Öğrencilerimizin yaz tatiline hazırlandığı şu günlerde yazın yapacağımız okuma denemeleri için öneriler sunacağım. Binlerce, milyonlarca eser var. Ben bu kadar eser arasından hangilerini okuyacağımıza dair bir liste vermeyeceğim; fakat hangi tür kitapları okumamamız gerekir onu söyleyeceğim.
• Kişisel gelişim kitaplarından uzak durun. Çünkü bu kitaplar insanı bencilliğe sürükleyen, içi boş kitaplardır. Tamamen piyasa yapmaya yöneliktir.
• Tarihi romanlardan uzak durun. Tarih romanlardan öğrenilmez. Boşa zaman harcamış olursunuz.
• Üzerinde şu kadar baskı yaptı, şu kadar sattı yazan kitapların tarafına asla bakmayın. Sizi bir kandırmacanın içine çekecektir, uyanık olun.
• Sayfa sayısı kabarık set halindeki romanlardan uzak durun. Keçiboynuzu tüketmeye benzer bunları okumak.
• Falan kitabın yazarından diyerek başka bir kitabı referans gösteren kitaplara boşuna para vermeyin.
• Üzerinde “beğenmezsen iade garantisi” gibi ifadeler yazan kitaplar asla beğenilesi kitaplar değildir, paranızı israf etmeyin.
• Yaşı kırkı geçmemiş ve onlarca eser veren “bütün eserleri” ibaresini taşıyan yazarların kitaplarına gülüp geçin.
• İsminde “hızlı”, “hızlandırılmış”, “teknik”, “yöntem”, “beş saatte”, “on günde” kelimeleri olan kitaplar çakmadır, iltifat etmeyin.
• Meşhurları anlatmaya kalkan romanları almayın, okumayın; onun yerine o kişinin kendi eserini okuyun. Mesela Mevlana’yı anlatan roman okumak yerine Mesnevi’sini, Divan-ı Kebiri’ni, Fih-i Mafih’ini okuyun.
• Mütercimi, yayın evi belli olmayan kitaplar çakmadır, asla elinize almayın.
• Popülerleşmiş ve iki ayda bir kitap çıkaran yazarların eserlerinden uzak durun. Artık o kitaplar para kazanma aracıdır. Alet olmayın.
• Akademik kitaplar herkes için yazılan kitaplar değildir, alıcısı ve okuyucusu farklıdır. Özellikle akademik kaygılarla yazılanlardan uzak durun.
Okumak erdem değil okuduğunu anlamak erdemdir. Anlamadan okumaya, anlamsız şeyleri okumaya zaman harcayarak hayatınızı heba etmiş olursunuz. Son olarak Peygamberimizin (sav) bir hadisi şerifini aktaralım:

“Faydasız ilimden Allah’a sığınırım.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder