24 Şubat 2017 Cuma

DUALARIMIZ DEĞİŞSİN

Biz eskiden kanaat toplumu idik. Şimdilerde ise kanaat kelimesi uzağımıza düştü. Satın alma fetişizmi. Taksitle ya… Kredi kartımız da var. Hem de puan veriyorlar. Evdeki televizyonun bir üst modeli çıkınca hemen mağazada alıyoruz soluğu. Cep telefonunun yeni modelini aramak için fellik fellik internet sitelerinde dolaşıyoruz.
Hiçbir ilâhi emir insanı mahrum etmek için değildir. Aksine dünya ve ahiret saadetine erdirmek içindir. Zaten Allahu Teâlâ dünyayı da ahireti de insan için yaratmış; âlemi insanın hizmetine vermiştir. İnsanın gıdası, giysisi, barınması, bilumum ihtiyaçları karşılansın diye âlemi yaratan O’dur. Yarattığı nizamla da, ihtiyaçların her zaman karşılanır olmasını sağlamıştır.
Rabbimizin insana lütfu da yalnızca dünya nimetlerinden ibaret değildir. O’nun vaad ettiğinin yanında dünyada olanların kıymeti pek küçüktür. Fakat küçük büyük her nimet şükredilmeyi, gönülden bir teşekkürü hak eder.
Kanaatkârlık İslâmî ve ahlakî bir erdem olup, yüce dinimiz İslâm kanaati ve kanaatkârlığı övmüş; hırs, tamah ve açgözlülüğü ise yasaklamıştır. Yeryüzünde bütün ızdıraplar, aza kanaat etmemekten doğar. Kanaat demek, ihtiyacından fazla kalan kazancını bir yere yığmayıp, İslamiyet’in emrettiği hayırlı yerlere vermek; fakirlere, kimsesizlere, hastalara; cihad edenlere yardım etmek demektir.
Modern devirlerde yaşayan insan ihtiyaçlarının sınırsız olduğuna inandırılmıştır. Daha doğrusu kapitalist anlayış tarafından ayartılmıştır. Bu sebeple modern dünyada yaşayan insanın eline ne kadar para geçerse geçsin kendisi için harcayacaktır. “İhtiyaçtan fazla” diye bir kavram onun lügatında yoktur.
Cenab-ı Mevlâmız: “Allah’ın, kulları için yarattığı süsü ve temiz rızıkları kim haram kıldı? De ki: Onlar, dünya hayatında, özellikle kıyamet gününde müminlerindir.” buyurarak, kanaat anlayışımızın nasıl olması gerektiğini bildirir. Fakat O, dünyanın temiz ve helâl nimetlerinden istifade etmemizi buyurduktan sonra, israf etmememizi emretmiştir. Çünkü israf, haddi aşmak, bir bakıma asi olmaktır.
Belki de modern zamanlarda şöyle dua etmeliyiz:
Allahım, dijital müsriflikten, tüketim yarışının bir ferdi olmaktan aklımı muhafaza et.
“Bütün komşularda var bende neden yok” düşüncesinden kalbimi halas eyle.
Reklamlara inanmaktan ve tüketim çılgınlığının bir parçası olmaktan beni ve bütün ailemi muhafaza eyle.
Bir canavar edasıyla gözlerini ceplerimize dikmiş, vitrinleriyle bizi ayartmaya çalışan AVM’lerden bizleri uzak eyle.
Kredi kartıyla tüketince 'bonus' biriktirmenin kazanç değil kayıp olduğunun izanına ulaştır. Markanın kariyer sayıldığı ortamlardan bizleri sen koru.
Para ile saadetin olacağını düşünen ve sıkıldığında alış veriş yaparak rahatlayan gafillerden bizleri eyleme.

Sanki yedim diyerek biriktirdiği paralarla cami inşa edenlerin kanaatine bizleri de ulaştır. Âmin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder