Avrupa Birliği ülkelerinin Türk
düşmanlığı diğer adıyla Müslüman düşmanlığı tarihten geliyor. Bir kaç tarihi
bilgi aktaralım. Dans, ilk defa Kanuni zamanında Fransa'da yapılmaya
başlanmıştı. O zaman Osmanlı İmparatorluğunun sınırları Avrupa’nın ortalarında
idi ve Fransa'ya dayanıyordu. Bu dans denen “melanetin” ilk yapılmaya
başlandığını duyan Kanuni, zamanın Fransa Kralına bir mektup yazdı. Kanuni'nin
Fransa Kralına yazdığı tarihi mektup aynen şöyledir:
“Ey Fransa Kralı Fransuva! Sefir-i
Kebirimden aldığım mazhara göre malumatım oldu ki, memleketinde dans namında
Ala Mele-İnnas Fuhşiyyat ve Lubiyat yapıyormuşsun. İş bu Name-i Humayunumun
eline vusulünden itibaren bu mel'anet rezalete son vermediğin takdirde, Ordu-yu
Humayunumla gelip seni kahretmeye muktedir olurum.” (Joseph von Hammer, Osmanlı
İmparatorluğu Tarihi, 10 cilt, Sabah Gazetesi C.3, s.29)
Avrupalı asırlarca Türklerden
öyle korktu ki, normal vergilerin dışında Türklerle yapılacak savaşlara
harcanmak üzere ayrıca Türk vergisi koydular. Ayrıca Türk Duası ihdas ettiler.
Türk Çanı çaldılar. Özel bir ritmi olan bu çan çalınca herkes sokakta ve
tarlada nerde olursa olsun durur ve iki dizi üstüne gelecek “Tanrım bizi
Türklerden koru” diye dua eder, etmeyenler cezalandırılır, çocuklarını
“Türkler geliyor” diye korkutup sustururlardı. (Türk vergisi Leyla Coşan, s.
8.)
Özelde Hollanda genelde bütün
Avrupa hatta batı diye tarif ettiğimiz dünyanın Türkiye’ye bakışı konusunda
sürekli söylediğimiz şeyleri tekrar etmeyeceğim. Ancak son olaylar göstermiştir
ki bütün Hıristiyan dünyası güçlü bir Türkiye’den rahatsız. Avrupa Ülkelerinin
parlamentolarında güya Ermeni soykırımı ile ilgili oylamalar yapılması, 15
Temmuz darbe girişimine zımni olarak destek verilmesi Bizden kaçanların devlet
törenleriyle ağırlanması Türkiye düşmanlığının dışa vurumu.
Avrupa Birliği rahmetli Erbakan
Hocanın deyimiyle Hıristiyan kulübü olduğunu bir kez daha gösterdi. Geçmişte
Kıbrıs konusunda PKK ile mücadelemizde Avrupa’yı hep karşımızda bulduk. Eskiden
bu işleri biraz gizli yapıyorlardı şimdi aleni yapıyorlar. Uluslar arası hukuku
hiçe sayarak.
Demokrasi aldatmacasının beşiği
olduğu söylenen Avrupa’da köpeklerin yürüyüş yapan Türklerin üzerine
saldırılması sonucu bir vatandaşımız yaralandı. Bu haber Avrupa’nın ne kadar
ikiyüzlü olduğunu ortaya koymak bakımından yeterlidir. Ancak bazı kimseler bu
haberi de göz ardı edeceklerdir. Hani bir gazeteci söylemi vardır: Köpek insanı
ısırınca haber olmaz, insan köpeği ısırınca haber olur. Avrupa basınında
yaşanan tam bu anlayıştır.
Konya vilayetimiz büyüklüğündeki
Hollanda’ya tarihten bir cevap verebiliriz. Kutsal Roma-Germen İmparatoru
Şarlken, Fransa Kralı Fransuva'yı 24 Şubat 1925'te Kuzey İtalya'da Pavia
Savaşında yenip, esir aldı. Fransız'lar, Şarlken karşısında aciz kalınca, o
dönemde Hıristiyanlığın en büyük düşmanı olarak kabul edilen Osmanlı'lardan
yardım istediler. Kanuni yardım çağrısına bir mektupla cevap verdi.
Mektubun giriş kısmı şöyledir: "Ben
ki Sultanlar Sultanı, Hakanlar Hakanı, Hükümdarlara taç veren, Allah'ın
yeryüzündeki gölgesi, Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun
ve Azerbaycan'ın ve Şam'ın ve Halep'in ve Mısır'ın ve Mekke ve Medine'nin ve
Kudüs'ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen'in ve nice memleketlerin Sultanı ve
Padişahı Sultan Beyazıd Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman'ım. Sen
ki Fransa vilayetinin Kralı Fransuva'sın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder