17 Mart 2017 Cuma

MEDENİYET İNŞA ETMEK

Müslümanlar, görkemli başarılar ve insanlık adına dopdolu parlak geçmişlerinde, ortaya koyduğu eserlerle insanlığa ışık saçmış, dünya tarihine yön vermiş bir dönem geçirmiştir. İslam medeniyetinden örnekler gösterme konusunda hiçbir zaman sıkıntı çekilmemiştir. İslam medeniyetinin yetiştirdiği bilginleri, düşünürleri saymaya kalktığımızda elimize oldukça geniş bir müktesebat çıkar.
“İslam medeniyeti" dediğimiz entelektüel kültürün insanlık adına güzellik için gerekli olan yapıtaşlarını ortaya koymuşlardır. Bu bakımdan, İslam’ın altın çağının yıldızlarını birbirinden ayırmak ya da birini diğerine üstün tutmak son derece zorlayıcı bir çaba gerektirir. Ancak kronolojik olarak belli dönemleri mercek altına almanın bir dönemi diğerinden üstün tutmak amacı taşımadığını söylemek gerekir.
İslam medeniyetinin dünya tarihine yön verdiği uzun dönemde göz kamaştırıcı örnekler bulmakta hiçbir araştırmacı zorlanmaz. Biz biraz Osmanlı dönemine fokus yapalım. Osmanlı padişahlarının 33’ü şair. Kaç Osmanlı padişahı var derseniz 36. Başka bir söyleyişle padişahların %92’si şair. Devlet adamlarının birçoğu da sanatta mahir.
Esnafın, zanaatkârların durumu da farklı değil. İstanbul’da mezarlıkları ziyaret etmemiz bile bize bu konuda oldukça geniş bilgi verir. Medeniyet bütün kurumlarıyla var olan bir bütün. Onun altını doldurmak öyle kolay değil. Sadece bir alanda değil; hem maddi hem manevi sahada zirve insanlar bulabiliriz.
Taşa ruh veren mimarlar kadar insanların ruhlarını şekillendiren gönül erleri de bu medeniyetin yapı taşları. Mücellitler, nakkaşlar, mestciler, müzehhipler, hattatlar, dülgerler, zergeran, simkeşhan, kaş-i geran, hakkaklar, şimşirgeran, siperduzan her biri bir sanat dalının erbabı.
Neyzenler, udiler, sedefkârlar, bestekârlar…
Vakıflar, imarethaneler, Bimarhaneler, tabhaneler, zaviyeler…
Kuş sarayları, hanlar, hamamlar, köprüler, kervansaraylar…
Hepsi bir medeniyeti oluşturan unsurlar. Bütün bunlar insan yetiştirmek için, insan-ı kamil yetiştirmek için bir vesile. Gerçekten insan yetiştirmenin, insanlığa hizmet etmenin, faydalı olmanın çalışması. Bu yüzden onların susması tefekkür, bakışı ibret, konuşması hikmet…
Dün başlar seferber, eller seferber;
Kurşun eritildi, mermer çekildi.
Bunlar, bu kubbeler, bu minareler
Akçayla olacak işler değildi.
Mihraplar, kemerler, kubbeler yapmış,
Sultanı, çerisi, piri, veziri,
Nesilden nesile götürsün diye
Kanatlar üstünde şanlı TEKBİRİ.

Nice başbuğların açtığı yerde:
Biri yardan geçmiş, öteki serden,
Yolcular gidiyor yarına doğru,
Kafile kafile bu köprülerden.
Çiniler çiniler taze çiniler:
Boyası göz nuru, fırçası kirpik...
Ey sanat ' Kuruyan dallarımıza
Bir yeşil yaprak ver ' demeye geldik.

Biri hattın; biri mermerin, tuncun,
Kurşunun sırrını aramış bulmuş;
Yesari elinde 'Lafza-i Celal'

Sinan'da kubbeyle minare olmuş. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder