17 Mart 2017 Cuma

ŞEHRE ETİMOLOJİSİNDEN BAKMAK…

Bir toplumun kavramlarını alırsanız o toplumun hafızasını, birikimini bir anda sıfırlarsınız. Toplumların arşivi kavramlarla sağlanır. Toplum hafızası böyle oluşur. Şöyle de diyebiliriz toplumlar kavramlarıyla varlıklarını sürdürür. Kavramların içi boşalınca toplum birbirini anlamayan sağırlar ve dilsizler gibi davranırlar. Kör dövüşü dediğimiz durum işte budur. Toplumumuzun haleti ruhiyesinin son fotoğrafını yukarıda anlattığımız durum yansıtır.
Eskiden münevver dediğimiz, günümüzde aydın veya entelektüel olarak vasıflanan insanları maalesef son yüzyıllarda yetiştiremedik. Toplumu yönlendirecek ve yönetecek, geleceğe dair projeksiyon yapacak akil insanlar bulunmuyor toplumumuzda. Bunun sebebi kavramlarımızın içinin boşaltılması, kamusumuzun olmayışı.
İnsanlar kelimeler ile düşünür, kelimesi olmayan bir duygu, bir düşünce, bir anlam asla başkalarına aktarılamaz. Ağrı, acı, sızı, elem dediğinizde her biri değişik duygulara karşılık gelir. Bunlardan herhangi bir kelimeyi diğerlerinin yerine kullanırsanız kendinizi ifade etmeniz güçleşir.
Medeniyetler kelimelerle kurulur, kültürler kelimelerle aktarılır. Sığ dillerin medeniyet meydana getirdiği görülmemiştir. Bu sebeple "kamus, namustur" sözü kabul görmüştür. Kelimesiz kelam olmayacağı gibi kelamsız medeniyette olmaz.
Bu girişten sonra şehirle ilgili kısa bir sözlük turu yapmak istiyorum. Şehir kelimesi Arapçada 'medine' kelimesiyle ifade edilir. Karye, belde kelimeleri varsa da Medine kelimesi yaygın kullanımıyla ve müştaklarıyla(türev) daha dikkat çekicidir. Şehir kelimesinin İngilizce karşılığı: city. Citizen, aynı kökten ve yurttaş manasına... Türkçede kullanılan 'site' kelimesi de aynı kökten. Civil kelimesi de city kelimesinden bozulma ve nazik, kibar, terbiyeli gibi manalara geliyor. Civilisation uygarlık demek...
Uygar kelimesi Uygurdan geliyor. Medeniyet kelimesinin karşılığı olarak kullanılıyor zaman zaman. Medine kelimesinden türeyen 'medeni' kelimesi city den türeyen civilisation kelimesiyle benzerlik gösteriyor. Bir de şehir kelimesi karşılığı olarak kullanılan kent kelimesi var ki onu city karşılığı olarak almak lazım. 
Şehir kelimesi Arapça ve İngilizcedeki türevlerinden anlaşıldığı üzere bir nezakete, uygarlığa, medeniyete kapı aralayan birim olarak görülüyor. Kısaca şehirli insan demek medeni insan demek. Toplumsal kuralalrın olduğu mekanın adı şehir.
Burada İslamın Medinesiyle Batının kent(city) ini ayıran çok önemli bir fark var. İslam şehrinin merkezinde mescid vardır ve orada herkes bulunur. Ashabın en yoksulu olan ashabı suffa mescidde konaklar. Kent(city)lerin merkezinde meydan vardır. Meydanlar aristokratların mekânıdır, yoksulların mekânı ise varoşlardır.
İslamın ileri dönemlerinde varolan tekke, vakıf gibi unsurlar da şehrin asli unsurlarındandır ve kapısı herkese açıktır. Citylerde yoksulların yeri köprü altlarıdır, sokaklardır. İslam cemiyetçi bir din olması dolayısıyla toplumun bütün kesimlerini kucaklar, batı anlayışı ferdiyetçidir, toplumu katmanlara ayırır ve her birini ayrı mekanlarda tutar.
İslam toplumu bir akit toplumudur. Toplumun temeli olan aile bir akitle (nikah) kurulur. Alışveriş akitle yapılır. Şehremini akitle seçilir. Dinin kendisi bir akittir. Elestü bezminde verilen söze sadık kalınır.

Yaşadığımız şehre bir de bu açıdan bakarak değerlendirirsek nasıl bir sonuca ulaşırız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder