18 Kasım 2018 Pazar

KÂĞIT MENDİL


Mendil bizim kültürümüzde önemli bir öğedir. Mendil üzerine türküler yakılmıştır. Bir çok deyim vardır içinde mendil kelimesi geçen. Dini bayramlarda, büyükler çocukları sevindirmek için, mendil içine şeker ve harçlık koyarak hediye ederlerdi. Okula başlayan öğrencilere, her yıl mendil verilirdi. Kırsal kesimde düğünlerde keşkek dövenler, gelin ve damat sağdıçları ile kınayı getiren erkeklerin sağ omuzlarına halen mendil iliştirilir, damat tarafının hazırladığı hediye sepetine gelin mendilleri konur, düğünlerde oyun oynayan kızlara parlak mendil verilir, sünnet düğünü çağrıları sağdıçlara mendille yapılır. Ayrıca hacıya gideceklere mendil hediye olarak götürülür. Halk arasında mendil, büyüklere, küçüklere, misafirlere, sevilen ve sayılan kişiler ile sevgiliye hediye olarak verilirdi.

Mendil, günlük yaşantımızda ve folklorumuzda, gelenekselleşmiştir. Mendil bu yüzden Türk Halk Edebiyatı, Türk Halk Müziği, Türk Halk Oyunlarının ana malzemesidir. Özellikle çocuk oyunlarında da çok sık kullanılmaktadır. Bu bağlamda mendil kapmaca, körebe, mendil saklama, değnekli mendil gibi oyunlar, mendilsiz oynanmaz. “Mendilimde gül oya”, “Mendilimin al yanı”, “Sallasana sallasana mendilini”, “Üsküdar’a giderken bir mendil buldum, Mendilimin içine lokum doldurdum”, “Mendilim yudum, arıttım”, “Göndersene göndersene mendilini…” “İpek mendil dane dane”, “Mendilimde tuz taşı”, bu türküleri hayatımızın hangi çekmecesine koyalım.

Modern hayat  hayatımızı kolaylaştırırken kültürümüzü yok ediyor. Özenle katlayıp cebimizde sakladığımız mendillerin yerini kâğıt mendiller aldı. Yukarıda saydıklarımızın artık bir karşılığı yok hayatımızda.

Kâğıt mendilin hayatımızı nasıl etkilediğini hiç düşündünüz mü? Kâğıt mendilin icadı, piyasaya sürülmesi bizim hayatımızda önemli bir dönüm noktasıdır. Kâğıt mendilin hayatımıza girişini milad olarak almalıyız. Bizdeki düşünce değişimi beklide kâğıt mendil işe başladı. Her şeyi hızlı bir şekilde tüketme alışkanlığı. Değerlerimiz kâğıt mendil gibi buruşturulup atılıyor bir tarafa…

Modern zamanların toplumu tüketim toplumu. Hatta gelişmişliğin ölçüsü ne kadar çok tükettiğinizle doğru orantılı olarak algılanıyor. Tüketim bir ihtiyaçtan değil dayatmadan kaynaklanıyor. Kapitalist sistem önce bizi ihtiyaçlı olduğumuza inandırıyor, sonrada ürünlerini reklâm aracılığıyla pazarlıyor. Hâlbuki bizim kültürümüzde reklâm abes. Yiyeceklerin teşhir edilmesi gayri insani. Ancak kapitalist toplumun bunları düşünecek kültürü yok. Evde televizyonun bir ihtiyaç olduğunu kabul ediyoruz.  Son model telefonlar, lüks arabalar, halılar… Bunlar bir dayatmanın sonucu gelip hayatımıza yerleşiyor.

Evde zaid olarak gördüğümüz atadan deden kalma eşyaları önce tavan arasına attık, sonra sokaktan geçen bir eskiciye teslim ettik. Kimin evinde ata yadigârı bir eşya kaldı? Peki, eşyadan öte geçmişin hayat tarzından, ahlak anlayışından, töresinden, geleneğinden… Heyhat hepsi eriyen karlar misali yok olup gittiler. Evet, kâğıt mendil gibi bir kez kullanıp atıyoruz her şeyi. Kâğıt mendilin hayatımıza girmesiyle değerini yitirdi her şey. Artık her nesne bir kâğıt mendil kıymetinde. Maddi değerlerinden öte manevi hiçbir değerleri yok.

Evet kağıt mendilin hayatımıza girişi çok önemlidir. Milad sayılacak kadar. Bir kültürü de kâğıt mendillerle çöp kutusuna attığımızın farkında mıyız? Bütün bu kültürü kağıt mendile feda ettik. Ne dersiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder